21 Aralık 2011 Çarşamba

"ölü doğa"

ölü doğa-naturmort-canlı olan nesnelerin çizimi anlamına gelir. eskiden beri hep düşünmüşümdür yine ölü doğa diyoruz da ölü kompozisyon-kompozisyonmort- demiyoruz diye. vardığım sonuç şudur: eskiden doğal olmayan birşey neredeyse yoktu, doğa canlı ve canlı olmayan şeylerden oluşuyordu, canlı olmayan nesneleri çizdiğimiz zaman ölü doğa deniyordu. ama bu cevap beni bile pek tatmin etmiyor aslında. daha iyi bir çıkarımı olan varsa lütfen paylaşsın : ) 
selin ile bu hafta aşk ve türk erkekleri üzerinde uzun uzun felsefe yaptıktan sonra, romantik bir ölüdoğa kompozisyonu kurduk. selin her yeni başlayan gibi "ben bu kumaşı nasıl tonlayacağım" diye ufak bir isyandan bulundu. zamanla kumaş-draperi-nin aslında bir elma veya armut tonlamaktan daha zor olmadığını , biraz faklı bir yaklaşımla çözümlendiğini gördü. draperi bu kompozisyonun bütün fonunu kaplıyor. selin bu fon içindeki derinlik, ön-arka ilişkisini kumaştaki tonlama ile vermeye çalıştı. selinin yumuşak, tatlı çizgileri ile romantik kompozisyonumuz romansın dibine vurdu!



                                                 bu hafta derse özgün faklı bir malzeme getirdi:
 

dersin sonunda modelimiz muazzez bütün yorgunluğuna ramen bize poz verdi. eskizler hep işlek bir elin anahtarıdır. ne kadar eskiz o kadar rahat çizim! çok teşekkür ederiz muazzez!



Hiç yorum yok: