25 Ekim 2010 Pazartesi

haftalık mahsuller

Bu hafta malesef resimlerin fotoğraflarını yayınlamakta teknik bir sorun yüzünden geç kaldım kusuruma bakmayın....
bu hafta herkes tam zamanında geldi ve çok güzel çalıştı! yaklaşık iki saat boyunca atölyede müzik ve kalem sesi hakimdi. nurcan antikite temalı tors kompozisyonu üzerine çalıştı. geçe hafta torsu zaten neredeyse bitirmişti. bu hafta ise arka fona ne yapabileceğimizi tartıştık ve antik bir kolon ile mekan duygusu yaratmaya çalıştık. ben bu desen çalışmasındaki atmosferi 20yy başlarında italyada metafizik resim akımının kurucularından girgio de chirico 'nun resimlerine yakın buldum.


giorgio de chirico, şairin tereddütü,1913




özlem bu hafta ilk çalışmasını gerçekleştirdi. geçen hafta A4 kağıda öylesine bir saatlik bir çalışma yaptığından onu saymıyorum. genelde yani başlayanlara daha önce alışık olmadıkları bir formu vermenin, ezbere desen çizme eğilimini engellediğini düşünüyorum. bu yoğurt kabı da öyle bir obje idi. gerçekten objeyi görmeye çalışmak ve algılamak yeni desen çizenler için çok zordur. ama zamanla, gözlem yapa yapa göz eğitiliyor ve desen çizmek kolaylaşıyor. en başta çizemeyeceğimizi düşündüğümüz şeyler hemencecik çiziliveriyor.
özlem ilk çalışmasında çok hızlı ve başarılı bir performans gösterdi. daha önce kalemi hiç eline almadığını idda eden birisi için inanılmaz bir başarı.







özgün için diyecek fazla söz yok, artık boyaya ve renklere hakim, rahatça çalışıyor. Artık tuvalden korkmuyor, oley!



13 Ekim 2010 Çarşamba

"düzgün" kardeşler!




Bu haftaki dersimize nurcan hanım gelemedi ama onun yerine özgün'ün ablası özlem geldi. düzgün kardeşler ailecek yeteneklilermiş de haberim yokmuş meğersem. özlem'e ufak bir kağıda ilk önce elma sonra sütlük çizdirdim. çok az bir yardım ile hemen doğru bir şekilde deseni çıkarttı. öğreten biri için anlattıklarının hepsini hemen anlayıp uygulayan bir öğrenci çok tatmin edici birşeydir. öğreten kendini çok başarılı hisseder. özlem de bana kendimi öyle hissetttirdi.

özgün en sonunda bir "yağlı boya açılımı" yaptı. ilk defa kaygı duymadan hızlı hızlı lekesel bir anlayışla resmine "girişti". yağlı boya başlangıçta çok zordur, insan nasıl yapacağını neresinden tutacağını bilemez. o yüzden en iyisi fazla kaygı duymadan cesurca dalmaktır resmin içine. yağlı boyada lekesel bir yaklaşım vardır, başka bir bakış açısı gerekir. artık çizgileri değil renk lekelerini ve bu lekelerin oranlarını , yönlerini görmek gerekir. bu hafta özgün şeytanın bacağından kırdı, devamı gelecektir!

7 Ekim 2010 Perşembe

van gogh devam.....




bu hafta özgün: renk bulmada hızlandı, rahatladı, fırçayı tutmada acemi değildi
ama bence hala daha hızlı ilerleyebilir, daha rahat ve cesur bir özgün'e ihtiyacımız var!

yine mi tors?


elbette! nurcan'a evde sen erkek adamdan başka birşey çizmez oldun demişler. bu iş böyledir ama! eğer bir konuda iyi olmak isterseniz üstünde çalışmanız gerekir. bu işin benim hoşuma giden yanı, bu talebin nurcan'dan geliyor olması. bu hafta feci bir trafiğe yakalandığı için nurcan bir saat rötarlı geldi ve torsu tam bitiremedi. ama bu hafta şimdiye kadar çizdiği en güzel torsu çizdi.