23 Mart 2011 Çarşamba

klasik ve romantik

önce söylemek isterim ki "blogspot" un bloke edilmesini kınıyorum!



bu minik isyanımı da yaptıktan sonra ece'nin niye iki işini de  bu hafta yayınlamak zorunda olduğumu açıklamama gerek kalmadığını düşünüyorum. geçen hafta ece karakalemde kendini aştı diyebiliriz. bir torsu hiç yardımsız- neredeyse sözle bile müdahalede bulunmadım- tonlaması ile bitirdi. Artık nereye koyu geleceğini, nerede kontras nerede pasaj olacağını benim yardımım olmadan karar verebilrecek kıvama geldi. klasik bir desende tonlama kontraslar ve pasajlar-yani geçişlerden- oluşur.iki yüzey arasındaki farkı vurgulamak istediğimizde kontrasları- açık, koyu- ; devamlılığı vurgulamak için ise pasajarı -yumuşak ton farklılıkları ile geçişleri- kullanırız. 
bu desende ece hayal gücünü de kullandı ve arkaya kompozisyon içinde olamayan bir eleman ekledi: antik bir kolon. yani artık ece desen çalışmasından öte bir resim yaptı. ben de bunun üzerine haftaya artık karakalem yapmayalım füzene geçelim dedim ve sonuç ortada:



füzen yani kömür kalem kontrolu zor, lekesel anlayışta çalışma gerektiren bir malzemedir. füzen ile çizgiden daha ziyade ışık-gölge ile form verilmeye çalışılır. kontraslı çalışmalara çok müsaittir.benim özellikle sevdiğim bir malzemedir.
ece bu hafta ilk füzen denemesinde dört faklı mazlemenin dokusunu vermeye çalıştı: cam,seramik, organik dokular ve draperi. cam vazo her ne kadar en başta ece'nin gözünü korkutsa da sonra bu dünyada deseni yapılmayacak hiçbir obje olmadığına o da inandı.batırmak kaygısı ile yapılan hiçbir desen başarıya ulaşamaz, ancak rahat ve kendine güvenen bir el doğru bir teknik geliştirebilir. ece de kendine güvendikçe daha da güzel işler çıkartmaya devam edecektir.

18 Mart 2011 Cuma

özgün gerçek bir yağlıboya ustası olmak üzere!




bu hafta bloglardaki sansürden dolayı gecikmeli olarak yayınladığım yazıları birleştirmenin daha akıllıca olacağını düşündüm. geçen haftaki çalışmanın tümünü ve bu haftaki çalışmadan ayrıntı bir fotoğraf yayınlayarak özgünün ne kadar ileri seviyede bir teknikle kopya çalışmasını gerçekleştirdiğini göstermek istedim. 
yağlıboya daha önce de yazdığım gibi lekesel bir tonlama anlayışını gerektirir. klasik anlayıştaki bir yağlıboya çalışmada farklı ton ve renklerdeki lekeler yan yana getirilerek hacim ve boyut kazandırılır.ayrıntı olan fotoğrafta da gözüktüğü gibi özgün hazırladığı ton ve renkleri fırça darbaleri ile- van gogh'da çok da sert olan fırça darbeleri, mikelanjda yumuşadı- tuvalde doğru yerlere koyarak, adem'ın göbek kaslarını canlandırdı. bu anlattığım kolay bir iş değildir. resme lekesel bakmayı bilmek gerektirir ve günlük hayatımızda bir hiçbir şeye bu gözle bakmayız. ama bir kere lekeleri görmeye başladıktan sonra yağlıboya yapmak çok kolaylaşır. özgün her ne kadar çok zolandığını idda etse de artık lekeleri çok daha rahat gören bilinçli gözlerle yağlıboya yapıyor!

3 Mart 2011 Perşembe

geri dönüş



özgün yaklaşık bir aydır çeşitli sebeplerden dolayı derslere devam edemiyordu. neyse ki arayı daha fazla açmadan geri döndü :) klasik kopya sabır ve emek isteyen uzun soluklu bir çalışmadır. 2000 parçalık zor bir yap-boz gibi başında saatlerinizi harcamanız gerekebilir ve nedense hiçbir zaman bitmeyecekmiş gibi gelir. ayrıca uzun bir ara verip başından uzaklaşmak çok tehlikelidir, bir kere soğudunuz mu başına dönmeniz, aynı tempoda çalışmaya devam etmeniz çok zorlaşır. 

bu hafta özgün tıpkı beklediğim gibi çok azimli bir şekilde geldi ve zorlanmasına ramen dersin sonuna kadar kaldı ve resmi üzerinde yaklaşık dört saat ara vermeden çalıştı. bir aylık bir moladan sonra bunu yapmak hiç de kolay değildir. 

artık adem babamızın açık koyu dengeleri az çok belirlendi, geriye sadece ton değerlerini çeşitlendirmek kaldı! uzun yolun sonuna yaklaşıyoruz. ha gayret özgün az kaldı !!!